11 Ekim 2006

rüya



karanlık bir yerdeyiz. bir geminin içindeyiz sanki ama emin değilim henüz. yukarıya çıkan bir merdiven olmasından bodrum gibi bir yerde olduğumuzu anlıyorum. yanımızda iriyarı, uzun boylu bir sorgucu ve zorla tutulduklarını düşündüğüm bir kaç kişi daha var. bir ara merdivenlerden tırmanıp çıkmayı düşünüyorum ama başaramıyorum. sonra içerinin çok sıcak olduğunu farkediyorum. birden yanımda yüzünü göremesem bile sevdiğim kişinin de olduğunu farkediyorum.

ayet-el kursi duasını söylemeye çalışıyorum çünkü söylersem kurtulacakmışım gibi bir his var içimde. özellikle çocukluğumda herhangi bir belada, başım her sıkıştığında işe yaramıştı. dua'nın ortasına bir yere gelince tıkanıp tekrar başa dönüyorum. bir yandan da içerisinin çok ısındığını farkedip sevdiğim olacak yanımdakine "burası çok ısındı" demeye çalışıyorum ama ağzımın olmadığını, konuşamadığımı farkediyorum. kolundan çekerek merdivenlerden yukarı çıkıyoruz. ve duayı okuyabilmişiz ki kanatlanıp gökyüzüne uçuyoruz, özgürüz. uyandığımı sandım. hala dua'yı söylemeye çalışıyorum ama ama her karabasanda olduğu üzere konuşamıyorum. bağırmaya çalışıyorum olmuyor. son anda allah-u ekber diyerek uyanabildiğimi farkettim ama tüm bu olup bitenlerin ne kadarı rüya'nın parçası ne kadarı uyandıktan sonraki o ilk 1-2 saniyede olup bitenler emin değilim.

üstümün açıldığını, sırtımın hafifçe üşüdüğünü farkediyorum sonra. yorganı üstüme iyice örtüp bildiğim duaları tekrar söyleyip uyuyorum. sabaha karşı tekrar uyanıp bilgisayarı açıp gördüğüm rüyanın etkisiyle okuduğum duanın türkçe mealini okuyunca gözlerim nemleniyor, ağlamaklı oluyorum. bilgisayarı kapatıp tekrar uyuyorum.

tuhaf bir rüya, tuhaf bir geceydi. hayırdır inşallah.

Hiç yorum yok: