11 Ağustos 2006
ay, me!*
mağrur, gururlu, etkileyici duruşu
seni yanıltmasın. o aslında bir
sahtekar, adi kahramanın teki
ben hayatım boyunca en büyük hayalkırıklığımı kurabiye canavarı'nın kurabiyeleri aslında yemediğini, çaktırmadan yere attığını öğrendiğimde yaşadım(kaynak: cornelius'un eski bir postu). çocukluğumun kahramanı aslında bir sahtekarmış. bu nasıl bir dünya böyle; hadi süpermen neyse de bir kurabiye canavarı bile yokmuş aslında.
ben hiçbir şeyden korkmadım gotik kızlardan korktuğum kadar.
ben hapşırıp çevredekiler çok yaşa dedikten sonra ikinci kez, bazen abartıp üçüncü kez hapşırıyorum ve her seferinde tekrar çok yaşa diyorlar. öyle anlarda yerin dibine girsem yeridir. böyle sanki bir rahatsızlık hissi vermiş gibi hissediyorum. sanki onlara zorla çok yaşa dedirtiyormuşum gibi, sanki biri çıkıp "çok yaşa be" veya "yeter artık, işimiz gücümüz var, çok yaşa ulan" diyecekmiş gibi. hapşırınca çok yaşa demenin ne kadar gereksiz ve saçma olduğu da ayrı bir postun konusu.
bende son günlerde tuhaf bir dışavurum isteği belirdi. ilginç bir şekilde, sağda solda gördüğüm herkese, herşeye elimi kolumu sallayıp rap yaparak karşılık vermek istiyorum. hani neredeyse biri "pardon saatiniz kaç" diye sorsa uygun kelimeleri bulup taramalı tüfek gibi karşılık vereceğim. böyle mesaj kaygılı tişört giyerek tatmin edebileceğim bir duygu değil bu, bir şekilde üstesinden gelmeliyim. asla rap yapamayacağımı da az önce aynanın karşısına geçerek sizdeyedekoyuncuvarsabendebolcakelimevarvesizdemermivarsa bendebolcacümlevargidipyatınkiburasıdarsıkışmayınben üsküdardayımararsanızbulursunuzbelanızıvecezanızı demeye çalışırken dilimin dönmemesinden anladım. ama görünen o ki bir süre sonra duygularımı bol küfürlü şarkı sözleriyle ifade edeceğim.
ben ne olur ne olmaz diye akbil'ine bin ytl'lik(1.000.000.000 tl) kontür dolduranlarla aynı ülkede yaşıyor olabilirim. bence bu ismail yk'nın 300.000(yazıyla üçyüzbin) satmasından daha feci bir durum. sırf bu bile bu memleketten gitmek için bahane olabilir.
ben kolay kazandığımdan mıdır nedir paranın değerini bilmiyorum bu yüzden de kolay harcıyorum. ve şiddetle öğrenmeye ihtiyacım var. bir kaç günlüğüne güneşin altında taş kırarak, inşaatlarda çalışarak değerini öğrenebilirim sanki. ya da bilen biri varsa bana anlatsın.
ben üzerinde tony montana yazan kahverengi bir tişört aldım collezione'dan. bir yerde rastlarsan duruma göre -bir süre sonra tek taş yüzük istemeyeceksen- asılabilir, okeye dördüncü olmak hariç bilardo, halı saha maçı, mangal gibi her türlü etkinliğe çağırabilirsin988988*88/8888888889(bu postu yazıp bir yandan da burnumu karıştırırken klavye numaratörü arasına bir şeyler düştü, çıkarmak için uğraşırken oldu bu numaralar, öylece bıraktım doğal ve samimi olmak adına. içinden pasaklının tekisin dediğini biliyorum).
*in memory of romantovski
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
18 yorum:
Valla ben seri hapşıranlara utanmaan kazık mı çakıcan len dunyaya diyorum...
bana cok yasa demeyenlere fena alınırım, öyle böyle diil...
Kurabiyeleri yemediğine karar vermiş olsan da, bazen sanki yiyomuş gibi geldiğinde tekrardan ona inanıp "demek ki yanılmışım" diye düşünüp mutlu oluyo muydun?
Bu commenti yazarken 4 defa hapşırdığımı, 2.de annemin çok yaşa dediğini, 3.de nooluyo oğlum dediğini sonuncuda ise tepkisiz kalıp işine devam ettiğini söylesem inanır mısın. Peki 4 kez hapşırmış olmama rağmen hala hapşırasım olduğunu söylesem?
"Hanım nerde benim enfiye kutum?"
Bir dönem kemancı'ya takılırdık, konserlerde gördüğümüz kızıl saçlı bir gotik abla vardı, gruplardan birinin solistine 760 kblık mail yazmış efsanesi dolaşırdı. Bize de yazsa diye hayal kurardık irc odalarında. İbrahim Sadri'ninkinden biraz farklı bir gençlik hali yani.
neden anyone neden birden kusuverdin bakakaldim
ewet kurabiye canavari onlari yedigi duvarrin arkasindan yerlere dokerdi agzini tutturdugu bi kurabiyeye rastlayamadim ben de
ayrica chok da yasha sen hapsirirken bazen burnun yerinden cikacakmis gibi olur da karsindaki sana bon bon bakarsa ve hala cok yasa dememisse sen utanma hapsirdin diye o utansin
birihapşırıncaçokyaşademeden
duramayangiller'denim. seri hapşırınca da gülmektenyerlereyatangiller'den olurum çoğu zaman..insan asla seri hapşırdı diye utanmamalı.
bu arada bu çocuk kahramanlarının hepsi de sahtekar canım.
saat kaç?
senin derdin saat değil
benimle aşık atmanın zamanı değil
kelimelerim geliyor üstüne üstüne
değmesin sana aman eğil
bu raptan çok iki aşığın(ozan demek istedim. türkçe de böyle nereye çekersen oraya uzuyor işte;) atışması gibi geldi ama içimdeki potansiyel rapperi uyandırmak üzeresin bilesin.
not2: son anda aşık atmak yerine kaşık atmak yazdığımı farkettim ki farketmemiş olsaydım bu rap kariyerimin daha başlamadan içine ederdi.
çok yaşa enivan
latifeci bir kişiliksiniz anyone :)
sosyalleşme yolunda hızlı adımlarla ilerliyosun:))) olucak bu iş:))))))))))))))))
ahahaha sağol ya akşam akşam çok güldürdün beni keyfim yerine geldi yaşa emi!!
buarada bakalım yeni şarkımı beğenecek misin ;)
ilk kez dandik çanak antenimizle izlediğimiz mtv, mcm'de görmüştüm kendilerini 95-96'larde zombie'leriyle.
mcm'de spice girls'ün boktan performansı ve mylene farmer'la birlikte dönüşümlü olarak cranberries'in zombie'si çalıyordu. o zamanlar sözlerini anlamasam bile hoşuma gitmişti.
o şarkıyı da biliyorum tabi, severdim, uzun süre playlist'imde kalmıştı ama son zamanlarda seyrek dinliyorum.
1 milyar yükleme olyını cidden merak ettim. insan asıl ne olur ne olmaz diye yüklemez o kadar parayı o düğmenin içine :)
ama tabi burası türkiye
Kimmiş bu anyone bi bakim dedim geldim :)
Klavyenin içine kaçan kuru nesneyi okuyunca, bu kadar doğal olmak iyi bişey midir? diye de sordum kendime :)
Son yorumlar kodunu nereden bulabilirim( pat diye sordum ama maksat doğallık olsun)
ha bir de;
ÇOK YAŞA ! :)
ece hanım,
ilkemiz samimiyet'tir.
bana ortalıkta kimse olmadığında burnunu karıştırmayan birini gösterebilir misiniz? veya kız arkadaşlarının yanında kedileri sevip onlar gittiğinde kıçına tekmeyi vurmayan bir delikanlıyı;) -şaka şaka vardır elbette-
bu arada yazdığım her şeye de inanmayınız derim. şaka ile gerçeği birbirinden ayırtedemiyorsanız bu ironi'dir ve öyleyse ironi'ye hoşgeldiniz:)
ayrıca mr. anyone, aradığınız script'i bu bu adreste bulabileceğinizi bildirmekten memnuniyet duyar. ve tabi script'in düzgün çalışması için sayfada belirtilen -özellikle comments timestamp format ile ilgili- ayarların orada belirtildiği gibi olmasına dikkat etmelisiniz.
Mr.Anyone,
merhaba:)
ilkemiz samimiyet'tir.
Kesinlikle benim de..
bana ortalıkta kimse olmadığında burnunu karıştırmayan birini gösterebilir misiniz?
WC ve lavaboların kapısı bu tür faaliyetler için kapatılır diye biliyordum ama :)
veya kız arkadaşlarının yanında kedileri sevip onlar gittiğinde kıçına tekmeyi vurmayan bir delikanlıyı;) -şaka şaka vardır elbette-
Bu samimi itirafınız için sizi kutluyorum..
Erkeklerin aldatma ve kandırma konusunda bir tür adrenalin bağımlısı gibi hareket ettiklerini düşünüyorum :)
Yani yanlarında biz yokken yaptıkları şeyler malumumuz zaten :)
bu arada yazdığım her şeye de inanmayınız derim.
peki!
Bunu baştan söylediğiniz iyi oldu..
Çünkü kolay inanan bir saf tarafım vardır..
şaka ile gerçeği birbirinden ayırtedemiyorsanız bu ironi'dir ve öyleyse ironi'ye hoşgeldiniz:)
tam aksine şaka yada ironiyi çok sever ve bol bol kullanırım :)
ayrıca mr. anyone, aradığınız script'i bu bu adreste bulabileceğinizi bildirmekten memnuniyet duyar. ve tabi script'in düzgün çalışması için sayfada belirtilen -özellikle comments timestamp format ile ilgili- ayarların orada belirtildiği gibi olmasına dikkat etmelisiniz.
çok ama çok teşekkür ederim..
Bu kodu benden ziyade bloğumdaki arkadaşlar talep ettiler..
Bakalım becerebilecek miyim :)
saygılarımla
ben de ilk hayalkırıklığımı erol evgin'in aslında kel olup, yıllardır perukla dolaştığını öğrendiğimde yaşamıştım
:)
benim için erol evgin'le ilgili hayalkırıklıklarımdan biri yıllar önce sunduğu "aileler yarışıyor" programıydı.
bir de murat adında, şarkıcı baba kontenjanından şarkıcı olmaya çalışan daha büyük bir hayalkırıklığı vardır erol evgin'in ;)
yıllar önce bir roportajını okumuştum murat'ın; "marka tişört giyip büyük firmaların reklamını yapacağıma, üstünde kendi ismim yazan tişört giyip kendi reklamımı yaparım" diyerek aferim! dedirtmişti kendisine ki o aferim aynı zamanda samsun'un bazı köylerinde sudan çıkmış eşeklere de denir.
sözlerime murat evgin'in güzel! bir şarkısından güzel bir bölümle son veriyorum;
helal olsun bana valla imkansızı başardım
sevgililer gününde
on milyonluk şehirde yalnız kalmayı başardım
kırpık da gece çekimlerinde hiç yoksa bi' ufak bitirip kavun-peynir olmazsa çekime çıkmam diyen biriydi.(zaten küfede yaşamasından ipucunu almalıydın)
Edi'yle büdü gay'di.
Kermit transeksüeldi normalde dişi bi' kurbağaydı o...
Gerçekler acıdır.Sil bütün süper kahramanları defterden (Süpermen zaten yalanın babası)
Yorum Gönder