14 Ekim 2006

pamuk ve nobel üzerine basın ve bloglar aleminden -tek taraflı- bir derleme

tek taraflı bir derleme. objektif olmadığını baştan söylüyorum. nobel'i 'ama'sız alkışlayanların beyanları:

önce bloglar'dan gözüme çarpanlar:

alttire
benhayattayken
beyazçoraplar
borges defteri
defne koryürek
dreamsact
endişeli peri
indis luinwe
mtlda
question marx
the saint

ve basın / edebiyat çevrelerinden:

yaşar kemal: “Sevgili Orhan, Seni yürekten kutlarım. Hak ettiğin bu ödülü almana çok sevindim. Bundan böyle de aynı tutkuyla yeni romanlar yazacağına güveniyorum. İnandıklarının ardında da inatla durmaya devam edeceğine hiç kuşkum yok”

çetin altan: Orhan'ın Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış olması, bende sadece Türk edebiyatından da bir yazarın evrensel sanat pırlantaları koleksiyonunda hak etmiş olduğu yere oturmuşluğunun sevincini değil, aynı zamanda yüreğimdeki küskün ve sönmüş yıldızların ortak cümbüşünü de yeniden yarattı.

çetin altan: Hadi hoşgörünüze sığınarak bir topsöz yuvarlayalım biz de:Kendi yazarlarını ezip yok etme sadizmine tutulmuş egemenlerin; başı bitten, alt tarafı hop oturup hop kalkmaktan hiçbir zaman kurtulamaz.

ali bayramoğlu: Kanımız odur ki, Pamuk sadece Türkiye'nin değil, gerek dil, gerek entelektüel düzey, gerek roman inşası açısından şu anda dünyanın en açık ara önde gelen romancılarından birisidir. Orhan Pamuk birçok edebiyat yorumcusu için 19. yüzyılın Rus yazarları seviyesindedir.

ali bayramoğlu: Orhan Pamuk'un 1980'li yıllardan bu yana bırakın uluslararası çapta adam ve eser üretmeyi, ulusal düzeyde bile etkileyici bir adım atamayan Türk edebiyatının parlayan yıldızı olduğuna şüphe yoktur. Türkiye'de dalaşma, husumet seven, biraz da kıskanç edebiyat çevreleri Orhan Pamuk'a ne gerekçeyle yüklenirlerse yüklensinler, bu gerçek değişmez... Pamuk yıllardır ABD'den Japonya'ya, Avrupa'dan Asya'ya edebiyat eleştirmenleri tarafından dünyanın en önde gelen, en yaratıcı, en derin romancılarından birisi olarak kabul edilir.

orhan koçak: Koçak, Pamuk'a yöneltilen milliyetçi eleştiriler için de "Sanatçılar zaten eleştirel olmak zorunda. Ama Türkiye'de milliyetçilik o düzeyde ki, sanatçının asker olması bekleniyor." Orhan Pamuk'un muhalifliğinin farkını da şöyle açıklıyor: "Bugüne kadar muhalefetle iktidar arasında asgari bazı ortaklıklar, bu ortaklığın temelinde de yine de bir milliyetçilik, yabancı düşmanlığı vardı. Orhan bunun dışına çıkıyor. "Bunun dışına çıkarken de eski muhalefetin savunduğu bazı noktaları, değerleri de üstlenmemiş görünüyor. Sınıfsal sorunlar gibi."

margaret atwood: Türkiye nereye gidiyor? Bir zamanların görkemli, çokça belalı geçmişiyle nasıl uzlaşacak, eskiyle yeni arasındaki ihtilafı nasıl çözecek, laikçilerle İslamcılar arasındaki güç mücadelesiyle nasıl baş edecek ve özsaygsını, iç huzurunu, iç bütünlüğünü veya yeni bir yönü nasıl bulacak? Pamuk'un romanları hazırlop çözümler sunmaz, ama böylesi sorgulamaların dolambaçlı satırlarını acılı ve iç burkucu bir sadakatle takip eder. Bazen, karakterleri nasıl yapacaklarını bilmedikleri, ama yapmaya zorlandıkları seçimler nedeniyle, kelimenin tam anlamıyla neredeyse parça parça olmuşlardır. Onun bir romancı olarak gücü, kısmen, karakterlerini yaptıkları seçimler nedeniyle yargılamayı reddetmesinden gelir: Trajedileri, hangi yolu seçerlerse seçsinler, huzur bulamamalarıdır; daha da kötüsü, toplumlarındaki başka bir öğe onları mahkum etmeye kararlıdır.

ragıp duran: örnek bir başka tutumu da Yaşar Kemal sergiledi. Pamuk'u kutladı ve içten sevincini ifade etti. Aslında yerli yabancı bir çok uzman, Yaşar Kemal'in Nobel'i çoktan hak ettiğine inanıyordu. Ve aslında, sonuç olarak, Pamuk'un kazandığı Nobel'in yolunu da Pamuk'a Yaşar Kemal açmıştı. 1960'lı yıllardan bu yana Türk edebiyatını Batı'ya, dünyaya tanıtan en önemli Türkiye romancısı Yaşar Kemal oldu. Geçen yıl Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Harold Pinter'in söylediklerini anımsayalım: "Ödül aslında Orhan Pamuk'un hakkıydı" demişti. İşte asalet budur. Ben geçen yıl İngiliz medyasında Pinter'e karşı, herhangi bir kişisel ya da siyasal içerikli aleyhte bir yaklaşım da okumadım. Sağcı solcu tüm İngilizler sadece sevindi, sadece gurur duydu böyle bir yazarın ödül kazanmasından.

ismet berkan: Ve son olarak, Nobel almak için Türkiye aleyhinde konuşmanın yeterli olduğunu düşünenlerin mediokratlığına ve küçük insanlığına bakıp eğlenme fırsatını bana verdiği için Orhan Pamuk'u öveceğim.

murat yetkin: Bu tartışmalar durulduğunda, geride kalan bir Türk yazarın Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldığı kaydı olacaktır. Bugün, haklı hayal kırıklıkları nedeniyle sevinemeyenler de o gün sevineceklerdir. Orhan Pamuk'un iyi bir yazar olarak tescili için Nobel'e ihtiyacı yoktu bence. Nobel'in siyasileşmesi yeni bir şey değil çünkü. Pamuk, Nobel olmadan da iyi bir yazardı, dünyada okunan bir yazardı. Şimdi, edebiyat tarihi kaydına da girmiş oldu. Dün Fransa'nın üzdüğü yüreklerimize serin bir su serpti Pamuk.

şahin alpay: Evet, Nobel edebiyat ödülünü kazananların hemen hepsi ülkelerinde tartışmalı kişiler. Örneğin Nobel edebiyat ödülü 2004'te Avusturya'daki tutuculuğa yönelttiği eleştirilerle tanınan Elfriede Jelinek'e, 2005'te de ülkesinin Irak Savaşı'na bulaşmasına şiddetle karşı çıkan İngiliz oyun yazarı Harold Pinter'e verildi. Toplumlarına eleştirel gözle bakamayan, yani entelektüel vasıfları olmayan yazarların dünya çapında yaratıcılık gösterdikleri görülmüş şey midir?

jale parla: Orhan Pamuk Nobel almak için yurtdışında bu vatan haini profilini çizmek zorundadır tezini anlamakta gerçekten zorlanıyorum... Herhangi birinin, yazar olması da şart değil, kimliğini oluştururken, sıyrılacağı ilk kabuk, herhalde, olayları çarpıtmasına, doğruları gözardı etmesine, kendinde ve ırkında üstünlükler vehmetmesine neden olan bir hastalıktan, milliyetçilikten kurtulmak olmalı. Benim okuduğum Orhan Pamuk da, bu kusurlarla malûl milliyetçi bir yazar değildir. Ve iyi ki de öyle değildir.

hakkı devrim: Ben ki yıllardır, «Günün birinde bir Türk romancısına Nobel Ödülü verilecekse, bunu alan Orhan Pamuk olacaktır» der dururum. – Bu kadar çok sevinmemin bir sebebi belki de budur, diye kendi halime kendim de gülmeye başladım daha sonra. Haber devam ederken, düşünmekten, sevinmekten, bu ânın tadını çıkarmaktan vazgeçerek, alenen ve resmen ağladım. Alenen dediğime bakmayın, odamda kimse yoktu. Resmen demem de tuhaf, bu konuda Türkiye'nin resmî görüşü benimkinden çok farklı olabilecektir. Nitekim CNN Türk'ten kulağıma nahoş sesler gelmeye başladı bile...

zeki coşkun: Pamuk'un Türkiye toplumuna, edebiyat çevresine karşı var olan 'dışarılıklı' tutumu sessizliğin, kayıtsızlığın gerekçesi olamaz. Onun yazarlığını da, siyasal, düşünsel kimliğini de tartışma, yargılama hakkımız vardır. Ama linç karşısında sessizlik suçtur. Nobel'in bu karşıtlığı daha da derinleştirmesinden korkarım. Orhan Pamuk'u bir romancı, bir yazar olarak tartışmak mümkün olacak mı?

can dündar: Jürinin "buldu" dediği "kültürel çatışmalara dair yeni semboller" bunlardır.Her eşyanın "Avrupa'sı"nı arayan, biri yere tükürse "Avrupa'ya rezil oluyoruz" diye sızlanan, Avrupa istedi diye yasalarından barbarlığı ayıklayan bir hayranlığın, ilk bocalamada yerini "Onlar kendilerine baksın" refleksine bırakması ve Avrupa menşeli eşyaları hedef alması bir romancı için eşsiz malzemedir. Pamuk, Avrupa hayalinin kuşaktan kuşağa yüz değiştirişini, müzakere sürecinin vize kuyruklarıyla birlikte uzayıp gidişini ve Avrupa'nın sınır boylarında, Doğu ile Batı arasındaki tampon bölgede yaşayan bir toplumun bir uçtan diğerine savruluşunu keskin bir gözlemcilik, yarı hiciv, yarı keder taşıyan bir ustalıkla romanına nakşetti.Kitaplarını okuyanlar iyi bilirler ki Pamuk, ne o eski düş ülkesinin hayalcisi ne de bugünkü Batı garezinin destekçisi olmuştur.O, bu medcezir içinde, vaatkâr bir rüyanın ümitsiz bir kâbusa dönüşmesini betimleyerek tam da dünkü gazetelerin ruh halini anlatabilmeyi başardığı için ödüllendirilmiştir.

derya sazak: Orhan Pamuk'a yönelik kampanya 1930-40'larda Nâzım Hikmet'in, Sabahattin Ali'nin, Zekeriya Sertel'in başına gelenlerden çok mu farklı?!***

semih idiz: Nobel Edebiyat Ödülü zamanında dünyaca ünlü şairimiz Nâzım Hikmet'e verilseydi bu kişiler buna da sevinmeyeceklerdi. "Rejim muhalifi bir komünist olduğu için aldı bunu" diyeceklerdi. Aynı şey Yaşar Kemal için geçerli. "Kürtçü olduğu için aldı ödülü" diye kestirip atacaklardı. Yani bu sığ yaklaşımın sonu yok. Fakat şunun bilinmesinde yarar var. Nobel Edebiyat Ödülü'nü bugüne kadar kazanmış olanlara bakıldığında çoğu şu veya bu şekilde aykırı olan kişilerdir. Bu ise işin doğasında var. "Entelektüel olmak" da zaten bir noktada "sürüden kopmayı" ve başkalarının dile getirmekten çekindikleri görüşleri telaffuz etme cesaretini göstermeyi gerektirir. Emile Zola'dan Noam Chomsky'ye kadar bu defalarca kanıtlanmıştır.

osman ulagay: Orhan Pamuk başka Türklerin çok zor başarabileceği bir şeyi başardı. Onun Türkiye'ye kazandırdığı itibarı, ona "hain" diyenlerin topu bir araya gelse kazandıramaz.

4 yorum:

mtlda dedi ki...

güzel bir derleme olmuş, teşekkürler.

anyone dedi ki...

beğendiğinize sevindim miss mtlda, teşekkürler, saygılar.

Adsız dedi ki...

şu alemde yalnız olmadığını bilmek çok rahatlatıyor insanı yav...

Adsız dedi ki...

aynı tek tarafta olmak... güzel.