
90’lı yılların biraz kenarda kalmış klasiklerinden biridir sf2. okulu kırdığımızda o sıralar yurtdışında olduğu gibi ülke genelinde de bir hayli yaygın olan atari salonlarının müdavimlerinden biri olmamızı borçlu olduğumuz bu oyunda amaç seçilebilen 8 karakterden biriyle kalan 7 karakter(figüran) ve 4 esas adamı(patron) pataklayarak adamları görmekti(mutlu son).
oyunun ara aşamalarında dövdüğün araba, fıçılar seni iyice dövüş moduna sokuyordu. “pörfekt çektim” diyebilmek için de rakip karakterden bir round boyunca hiç dayak yememek gerekiyordu. tüm karşılaşmaları round vermeden bitirdiğinde de bonus olarak “adamları göstermek” denilen karakterlerin hayat hikayelerini arabesk türk filmi tadına gösteren küçük animasyonlar izleyebilirdin.
sokak çocuklarından biri okulun en zeki çocuğunu bir türlü yenemeyip en sonunda bir güzel pataklayıp gerçek hayatta yenince, 'her zaman kazan'manın iyi bir fikir olmadığına karar vermiştim.
92-93’lerde çocukluktan çıkıp ergenliğe adım attığımız dönemde bizi atari salonlarına ve hayata bağlayan çocukça bir tutkuydu.
sonradan bilumum versiyonları çıkıp işi sulandırdılarsa da street fighter 2 hep bir klasik olarak kaldı.
bu oyunu bilen, hatırlayan, geçmişte oynamış 80’lilerle bir turnuva yapsak fena olmazdı. belki yakın bir zamanda. neden olmasın?
seçilebilen karakterler
japon ryu
amerikalı ken masters
brezilyalı blanka
-favorim- hindistandan dhalsim
japonyadan sumo güreşçisi edmond honda
birleşik devletler hava gücünden guile
çinden kızların çoğunlukla tercihi chun-li
ussr’dan(sovyetler henüz dağılmamıştı) zangief
seçilemeyen karakterler -yani patronlar-
amerikalı boksör balrog
ispanyol vega
atari salonunda gay olduğu şeklinde söylentiler olan thailand’dan kickboksçu sagat
nereli olduğu bilinmeyen mr.bison
oyunun adi bir versiyonunu buradan indirebilirsin.
veya atari salonundakiyle aynı performansı elde etmek için biraz uğraşmayı da göze alıyorsan buradan indireceğin zip formatındaki dosyayı açtıktan sonra callus95 emülatörünü çalıştır, kapkara bir ekran göreceksin, panik yapmadan esc veya alt+g tuşuna basıp load game’den en alttaki seçenek olan street fighter II (world 910214) üzerine gelip load butonuna tıkla, oyun yüklenecektir. daha sonra gelen oyun ekranında f3 ile kredi sayısını belirleyebilir, f1 ile de oyuna başlayabilirsin.
karakterleri seçmek için ok tuşlarıyla gezinip hareket ve yön tuşları olan a,s,d, z,x,c kullanabilirsin. daha gelişmiş emülatörlerde rahat grafik ekranı, karşılıklı oynama olanağı da mevcut olduğunda bulabilirsen calman, namep gibi emülatörler tavsiye edilir.
bu yazıyı sonuna kadar okuyanlar için de burada sf2’den önceki kuşağa hitap edecek bir bonus vardı.
yasal uyarı: buradan indireceğin oyunlar tanıtım amaçlı olup 24 saat içinde silinmesi gerekmektedir.
6 yorum:
Oh oh.
Prince of the Persia hakkında da bir yazı bekliyoruz heyecanla. Ben onu severdim çok. Sarışındı değil mi Prens? Şimdi soruyorum Persia'nın prensi nasıl olur da sarışın olur diye.
Street Fighter'ı Hugo gibi tuşlarla oynadığımız bir program bile vardı Sov Tv'de.
ben ken olurdum mesela. hep onu seçerdim.
ben ken'i çok beğeniodum. heheh :))
genelde chun-li olurdum.
OYUN EN KOLAY RYU VE KEN İLE BİTİRİLE BİLİNİYORDU AMA BEN EN FAZLA BLANKAYI SEVERDİM HELE TAM KEN VE RYU ŞÖYLE ARRRRYYYUUUKEEETTT DİYİP AŞAĞIDAN YUKARI BİR YUMRUK BOMBARDIMANINNA TUTUĞU SIRADA ÖNCE DAVRANIP YAPTINIZMI FELEĞİ ŞAŞMIŞ OLUYORLARDI...
ÇOK PARA HARCADIM BEN BU OYUNA SONRA GELEN VERSİYONLARINI HİÇ SEVMEDİM HEP İLK GÖZ AĞRIM KALDI SF2...
O TAM BİR KLASİKTİR...
prensi tek geçerim oyun aleminde.
jelatin: 'prince of persia' galiba sf2'den sonraki döneme denk geliyor.
ben ise o dönem adana sokaklarını aylak aylak arşınlamakla meşguldüm, prince of persia'yla ilgili yazıyı da bir başkasına paslamak daha iyi olurdu kanaatindeyim. şimdi yazarım yine google'dı msn'di araştırıp ama pek samimi olmaz.
şenay: ee, tabi yakışıklı çocuk :) beni en fazla uğraştıran rakiplerden biriydi. ama sonra uzun kol ve bacaklarımla alt etmenin yolunu bulmuştum.
redcat: evet dediğimiz gibi ken yakışıklı çocuk:)
yalnızlık okulu: iyi oyun ama sonuçta her bir kahraman bir bilgisayar programının ayrı bir parçasıydı. oyunu oynadıkça bunu keşfetmeniz(örn: karşıdakinin hareketlerini senin bazı hareketlerinin tetiklemesi) sana avantaj sağlıyordu)
eloy: yine mi prens:(
bu oyun hakkında hiç bir şey bilmiyor olmak da benim ayıbım. biri yazsa da öğrensem.
Yorum Gönder