28 Aralık 2005

Tırtıllar asla asla asla kahverengi bot giymez

Bilmiyorum,
bilmiyorum,
bilmiyorum.

Bildiğim en önemli şey, belki de bildiğim tek şey; tırtılların asla asla asla kahverengi bot giymedikleri.

Nedenini sorma, nedenini bilmiyorum.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

kahverengi bot giymesinler tabi, kimse giymesin ki.

anyone dedi ki...

Peki sevgili miette. Bunun hikayesini biliyor musun???
(80'lerin sonlarında ve daha sonra bu dünyaya gözlerini açtıysan -ki muhtemelen öyle- ve henüz başka yerde okumadıysan bilmen çok zor tabi:))

silgi dedi ki...

En sevdiğim sayı 6.

anyone dedi ki...

silgi hikayeyi başka yerinden yakalamış :)
sözlerini de yazayım.


altı...
senin iki gözün bir burnun var
bir elinde tam beş parmak var
dört ayağı var iskemlenin
altının yerini tuuutaamaz
hiç.

altı...
bazen büdüü bir
sayı tut deerler bana
ben hep o sayıyı tuutarım
sevdiğim sayıı altı

ama benim favorim her zaman "aydınlık fırtınalı bir hava, şaşırdım yolumu karanlıkta" diye sözleri olan, çelişkilerle dolu şarkıydı.

"bu benim önüm, önüm, önüm.
doğrudur yönüm, yönüm, yönüm"

de fena değildi.

silgi dedi ki...

Sizi düzeltmek istemem elbette mr. anyone, ama o şarkı "aydınlık, fırtınalı bir hava" şeklinde söylenmiyordu. İlham perisini bekleyen bestekarımız, piyanosunun başında;

"Kasvetli, fırtınalı bir hava
Şaşırdım yolumu karanlıkta
Bana söyler misiniz
Nasıl gidilir...
Nasıl gidilir...
Nasıl gidilir...
Olmuyor, olmuyor, olmuyor!" diye söylenirken devreye Kermit girip şarkının sözlerini şöyle düzeltiyordu:


"Aydınlık, güneşli bir hava
Hiç durma, sen de gel, gez oyna
Bana söyler misiniz
Nasıl gidilir Susam Sokağı'na"



Arada kaldım, tam arada.

anyone dedi ki...

Evet, Kermit'in de yönlendirmesiyle şarkı dediğiniz gibi bir hal alıyordu ama çocukluk anılarım beni yanıltmıyorsa, hemen sahnenin başında

"Aydınlık, güneşli bir hava,
şaşırdım yolumu karanlıkta. olmuyor olmuyor olmuyor" diyerek başını piyanoya üç kez vuran müzisyene

Kermit: "iyi ama dostum, hem aydınlık, güneşli bir hava diyorsun, hem de yolumu şaşırdım karanlıkta diye ekliyorsun. bu nasıl mümkün olabilir ki?" diye çıkışıyordu.

Sonra ordan burdan kırparak şarkıyı bir şeye benzetiyorlardı.

Bilmiyorum, belki de çoğunu yanlış hatırlıyorum. Emin olmak için bir kez daha izlemek gerek ama TRT'nin o tarihe ait kayıtları kimseyle paylaşmak istemediğini okumuştum bir kaç yerden daha önce.

dedi ki...

kırmızı, yuvarlak ve hopluyor?

anyone dedi ki...

B²: hocam o bölümü ben kaçırmışım herhalde. onca düşünmeme rağmen "kırmızı, yuvarlak ve hopluyor?" sorusunun nereye göndermeye yaptığını çıkaramadım :(

Adsız dedi ki...

Yazından sonra çocukluk kahramanım tırtılcığı hatırladım da,hani şu " ama bu haksıızlııııkkk" diyen siyah civcivin adı neydi?:-)