Daisy canımı sıktı. Merak edip nasıl olduğunu sordum ve meşgulüm, ben gelince konuşalım dedi.
Öğle yemeğini yediğim yerde iki gün üstüste bir venüs'lü ile kesiştik. İlk gün karşımda duruyordu ve nedense çekici gelmişti, ara sıra gözlerimi kaçırmaktan alamamıştım kendimi. Sonraki gün yine aynı saatte oradaydım, o da oradaydı iki arkadaşıyla. Ama bu kez daha fazla bakıştık. Uzaktan çekici gelmişti ama konuşmaya başlayınca bir-iki hafta oraya gitmesem daha iyi olur dedim kendi kendime.
Maureen'in dersine girmek için işyerinden iki saat erken çıktım. Dünyanın 7 harikası dışında başka harikalar hangileri olabilir? i konuştuk. Ben Panama Canal'ını önerdim, kendisi de The Giants Causeway'i önerdi. İlk defa duyduğumu söylediğimde "google'dan bakabilirsin" dedi. Bunun üzerine "ben zaten her zaman google kullanıyorum" diye cevap verdim. Ben de" diye karşılık verdi. Komik ve güzel bir ders oldu, eğlendim. Ona bakarken tuhaf oldum, offf çok mu ayran gönüllüyüm.
Öyleyse bunlar da olsun
Metro Şişli durağının merdivenlerinden aşağı doğru inerken daha yavaş inmeli. Yön değiştirirken kendinde olmak gerekiyor.
Daisy ile daha seyrek görüşmeli. Hatta en iyisi aramamalı, yazmamalı, yanına gelmek istediğinde de meşgulüm demeli.
Öğle yemeği için başka alternatifler bulmalı.
Maureen'in derslerine daha sık katılmalı.
1 yorum:
kim bu Daisy?
Yorum Gönder